
(resim: gerçek bi exorcism.)
başımın içindeki fillerin aşk dansı hala bitmedi.. ve midem, ağzımdan ait olduğu yere döneli sadece bi kaç saat oldu..
dün gece en eski içki arkadaşımla beraberdim.. iyi içicidir kerata ve ben de her seferinde bok varmış gibi ayak uydurmaya çalışıyorum ona..
gecenin sonucu, klozetten bakılan kusmuk falları.. içim kabarmış, falımda öyle çıktı..
arkadaşlar; yaşım sekiz, yaşadığım yıl seksen sekiz yada sekmesen sek değiliz ama insan hissettiği yaştadır diyolar.. benim hissettiklerim bana tuhaf geliyor (al bakalım eline sana normal gelirse söyle) .. kankama sığındım bende o yüzden.. çağırdım geldi sağolmasın pezevenk!!
ne zaman gelse olay oluyo, kafa açıyo..
epey konuştuk ipneliğin hammmaddesi ile!! bin türlü laf ederim hem arkasından (götü güzel) hem yüzüne (yüzü de güzel.. reklam gibi puşt!! )
kalkar kalkmaz (bugün kalkar, belki yarın kalkmaz!! kaçırmayın sonra kalmaz!!) ayılır ayılmaz, aklımda kaldığı kadarı ile muhabbeti size aktarayım dedim.. kayda geçmesi gereken bi muhabbetti.. çünkü bana epey bi geçti!! bari bişeye benzesin..
dışarda değildik.. bendeydik.. zaten yapı itibari ile misafir ağırlamayı seven bi adamım.. nerde olacaktık?? tabii ki bendeydik.. dışardan bakan bi çift göz (rengi farketmez!! bok kahverengisi ile gök mavisi aynıdır bu şartlar altında) beni tek görürdü illaki.. çünkü "bendeydik"..
"misafirim" gelirken aramaz, aşağıdan bişey lazım mı diye sormaz, kapıyı bile çalmaz.. ben yaparım alışverişi, ben hazırlarım ortamı, O gelir!!
geldi, oturduk.. altına bi aşortman, üstüne bi tişört verdim..
teke götlü, keçi boynuzlu birisine aşortman-tişört verirken dikkat edin.. eskilerden verin.. boynuzları tişörtünüzü delecektir giyerken.. kokusu ise aşortmanızı bir daha giyilmez hale getirecektir..
eee, "şeytanla" kafa çekmenin de bazı zorlukları olacak.. ben alışığım.. maksat sizi uyandırmak olsun..
neyse efendim, girizgahı çok uzattım.. kafa dağıtasım vardı, elemanı çağırdım.. oturduk sohbet ettik.. aklımda kaldığı kadarı ile size şeytanla olan sohbetimi aktarıyorum..
hani klasik geyik vardır; "herkesin şeytanı içindedir" felan felan filan filan.. bu öyle değil işte.. bana bayağı bildiğin efsane, din, mitoloji; şeytan, iblis, lucifer geldi gece oturmasına..
aramızda klasik şakadır, ne zaman otursak ruhumu satın almaya çalışır.. yine sordu "ne istersin len ruhuna karşılık" diye.. (buraları çok net hatırlayabiliyorum.. henüz yeni başlamıştık içmeye..)
"abi" dedim, "ben piyasayı bilmiyorum. ne veriyosun hele sen bi söyle bakıyım"
"sana" dedi "hayatının aşkını vereyim"
"ya kanka" dedim. "onu bi geç. o işin garantisi yok."
"mutluluk mu istiyosun sen? para, pul, şan, şöhret, karı, kız! ne istersen!" diye sordu ağzının suyu akarak.
"az laf çok iş kanka. vur baklım şişenin dibine" dedim. artisliğin ne lüzumu varsa.. güldü zaten bana.. arpadan ekmek yapmak isteyen mısırlı gariban mahzeninde birayı bulduğunda benim kanka ordaydı.. kime artislik yapıyosam..
"bira hamallık be NoriNim" dedi, birden bi şişe tekila belirdi.. (şeytanla içmenin güzel tarafı bu zaten.. isterse sizi deniz dibinde, ay yüzeyinde, bulut üstünde içirebiliyo.. en pahalı içkiyi, en imkansız şarkıcı karşında miyavlarken içebiliyosun!!)
"lan" dedim "çift boynuzuna sıçtığım. beni sen değil ama bu tekila pis çarpar! amacın ne lan!!"
(gülüşmeler)
"hem bi açıkla bakıyım bana. bu ruh satın alma olayı felan ne iş?? ne çıkarın oluyo??" diye sordum
"yahu sistem basit. ben sana istediğin bişeyi veriyorum, sen de bana ruhunu veriyosun.."
"ruhum senin ne işine yarıyo hadi onu geçtim kankacım ama bişeyi merak ediyorum.. zaten sen bana vermeden elde edemeyeceğim ne var?? hayatının aşkı dedin az önce.. aklına ilk bu mu geldi?? koskoca şeytan.. boynuzuna tırmansan yarı yolda yaşlanırsın, yaptığı teklif bu mu??"
"yahu o dediğim çok rağbet görüyo.. alışkanlık diye O nu dedim."
"lan, en son satın aldığın ruhu ne karşılığında elde ettin bi de bakıyım"
"hehe.. buraya gelmeden hemen önce malın birisinin ruhunu aldım. hem de neredeyse bedavaya. iki lezbiyenle sevişmek karşılığında sattı ruhunu mal."
"e abi! o kadar porno izlerlerse olacağı bu tabii." dedim. içimden de adama hak verdim. bence fena bi bedel değil :D
"al sana da vereyim iki lezbiyen istersen" dedi gülerek.. zihin okuyo bi de ipnetor..
"yok abicim sağol bu gece gazım çok evin akustiği bozulur. düşünmen yeter." dedim insan gibi :D şeytana insan gibi konuştum ya, bana da helal olsun :D
"lan göt!" dedi "ne eksiğin var peki? hele bi de bakayım? beleşe vermeyen piç olsun!!"
"aman abi piç miç ne gereği var asabiyetin. hem yok abi bi eksiğim. ne isteyeyim şimdi?"
"demek ki allahın sevdiği kulusun."
"e sen buna bozulmuyo musun?" diye sordum.
"sana neden bozulayım oğlum? ben hepinize gıcığım toptan. ayrıca az laf çok iş diyen sen değil miydin? iç bakalım şu tekiladan bi şat daha."
"yahu şeytişko, içmesine içeyim ama benim içime bi kurt düştü."
"neden len?" dedi azıcık bozularak. "sana bi pisliğimin dokunduğunu gördün mü hiç?
"yok lan senden değil. tekiladan." dedim gülerek. ve ekledim "tekilanın kurdunu yuttum galiba az önce."
(gülüşmeler :) )
"ben asıl kime uyuz oluyorum biliyo musun NoriNim? kıvanç tatlıtuğ'ya. adını söylemesi bile zulüm bence."
"oha abi! o neden be? nerden çıktı şimdi?
"şimdi afedersin bu piç bana geldi bi şekilde yıllar önce.. ama görsen nasıl çirkin nasıl çirkiinnnnn.. şaşarsın yani o kadar olur. hani derler ya allah unutmuş, şeytan tepmiş diye. ben tepmem ayağıma sivilcesi felan bulaşır diye. o derce çirkin bi herifti bu. neyse azmış tabii çocuk, yanıyo. tutturdu bana ortadoğu ve balkanların tüm hatunları hasta olsun istiyorum diye. ulan bi çocuğun tipine baktım bi ruhunun ederine baktım. ı ıh kesin zarardayız, siktir ettim gitti bunu. sonra artık naaptı ne etti bilmiyorum herif bu hale geldi. şimdi ben uyuz olmayayım da kim olsun? sorarım sana NoriN efendi."
"hehe.. benzeri bi durum benimde başıma geldi be abi yıllar önce, sıkma o yüzden canını."
"siktir lan benzeri durummuş. ne lan benzeri dediğin?"
"abi o zamanlar ingilterede katolik lisesinde okuyorum ama bi kız arkadaşım var okuldan. yani durumlar acayip helacanlı. neyse abi biz bu kızla bi kere öpüştük altı üstü bi boşlukta ama o öpüşmeye nerden baksan şu yaşıma kadar 317 tane 31im rahat vardır."
"ulan pis abaza, ne alakası var konuyla?"
"dur lan çift toynaklı, az bekle! sonra bi gün bu kız geldi bana günlüğünü okuttu ders arasında. aynen şöyle yazıyodu: geçen gün NoriN'le öpüştük ve çok heyacanlandım. öpüşmek bile bu kadar heyacanlıysa acaba sevişmek nasıl bişeydir. peki ben bu yazının üstüne ne yaptım?"
"ne yaptın?"
"güldüm abi. ama öyle böyle değil. yerlere yatarak. kız da günlüğünü elimden kaptı bi hışımla kaptı gitti bi daha da benimle konuşmadı. tabii ben o yazıyla kızın ne demek istediğini bi süre sonra çözdüm ama iş işten geçmişti. ve o kız kim biliyo musun? lady diana!!"
" amaaannn salla o karı hiç iyi sevişemiyo zaten. çarls neden boşadı sanıyosun?"
"konuyu değiştireyim izninle. insanlıktan neden nefret ediyosun?"
"özel hayata girer geç bu konuyu."
"peki hayatın anlamı ne?"
" sizin hayatınızın benim için bi anlamı yok. ama sen kendiniz için soruyosan şöyle söyleyeyim: julia roberts!"
"hö?!?"
"ye,dua et, sev."
"tekila ne olacak o zaman?"
"ye, iç, dua et, sev öyleyse."
"seks ne olacak o zaman?"
"lan salak sev dedik ya. illa uzaktan mı sev dedik? nasıl seversen 'sev' işte!"
"hmmm.. mantıklı aslında."